Bir keşiş dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş. Sıra Nasrettin Hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş:
- "Sizin köyün en akıllı adamı kim?" demiş. Köylüler de:
- "Nasrettin Hoca." demişler. Bunun üzerine keşiş köy meydanında hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış, yere bir daire çizmiş, Nasrettin Hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş. Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş, Hoca da dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş eliyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış, Hoca da yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş. Olup bitenden bir şey anlamayan köylüler keşişe ne olduğunu sormuş keşiş de:
- "Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı. Yere dünya çizdim, o ortadan ekvator geçer dedi, ben dünyayı dörde böldüm, o da dört de üçü sudur dedi, ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur? dedim o da yağmur yağar dedi."
Bu sefer köylüler Hocaya neler olduğunu sorar. Hoca da:
- "Bu adam oburun biri, yere bir tepsi baklava çizdi, ben de yarısı benim dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü, o zaman dörtte üçü benim dedim, o da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi, ben de üstüne fındık fıstık ekelersek daha iyi olur dedim."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder